Yeniden Çocuk mu Olalım?

  • 30.Mayıs.2014
  • 2514 Okunma
  • 0 yorum

Yeniden Çocuk mu Olalım?

  Siyasi çekişmeler, rant kavgaları, mevki ve makam hırsları içimizdeki insani duyguları gerçekten de yok ediyor. Kendimizi hayata kaptırdıkça hırçınlaşıyor ve akli duygularımızı kullanmaktan öte öfkemizin ve içimizdeki nefretin esiri oluyoruz. Oysa hayata hep geriye giderek başlasak ne güzel olur değil mi? Düşünsenize dert, keder ve elemin olmadığı, ekmek kavgasının bir hayal olduğu ve zamanımızı çekişmelerden öte sokaklarda oyunlara adadığımız anları. Ne güzel olurdu o mutlulukları hep yaşasak değil mi? Tıpkı çocukluk yıllarımız gibi. Sabah erken saatlerde uyanır, hemencecik kahvaltımızı yapardık. Tabi ufacık boyumuza bakarak bizi adam yerine koyup kahvaltıyı hazırlayan biri olursa. Kahvaltıdan sonra komşulara gider korku ile kapıyı çalardık. Kapıya çıkan kişi arkadaşımızın babası ise titreyerek ve kekeleyerek arkadaşımız için geldiğimizi söyler, oyun oynamak için izin isterdik. Yok; eğer ailenin diğer bireyleri ise rahatça isteğimizi belirtirdik. Tüm arkadaşlar bir araya toplanır, sohbet edeceğimiz bir yere giderdik. Her gün aynı hayatı yaşamak istemediğimizden farklılıklar sığdırırdık hayatımıza. Bir gün köyde kırlarda otlamak için serbest bırakılan atları çalar akşama kadar dolaşırdık. Diğer gün köy sokaklarında dolaşan eşekleri alır yarıştırırdık. Bir başka gün köpekleri kapıştırırdık. Bazen alır ekmeğimizi balığa giderdi. Diğer günler farklı şeyler. Hayat ne güzeldi o zamanlar. Çoğu zaman akşama kadar aç gezerdik. Bazen içimizden birileri gider evden ekmek getirirdi. Ekmek diyorum; Kimse öylesine mis kokulu yemekler falan düşünmesin. Alt tarafı kuru ekmek. Tabi yanına biraz da kuru soğan bulduk mu keyfimize diyecek yoktu yani. Bir ekmeği dört veya beş kişi bazen altı kişi paylaşırdık. Hiç doymazdık. Ama hiç de şikâyetçi olmazdık. Aslında tok olmak için türlü yollar denerdik. Ama çare de bulmazdık. Yine de çocukluk işte o açlık bile mutluluk verirdi. Akşam bazen tenha bir yerlerde koyun koyuna kardeşane uzanır, ertesi günü karşılardık. Veyahut korku terleri dökerek evlerimizin yolunu tutardık. Akşama eve varınca genellikle babalarımız veya annelerimizden ya dayak yer yahut azar işitirdik. O gün yaşadığımız zevki düşününce aslında karşılaşacağımız tehlikeye çok da aldırış etmezdik. Bu günlerdeki çekişmeli durumları düşündükçe bir at sırtına 4 kişi bindiğimiz günleri özlemle yâd ederim. Aramızda kin, nefret ve kötü duygular adına asla bir şeyler bulunmazdı. Bu günlerde birbirlerine düşman gibi bakan kardeşlerin o günlerde birbirleri için kendilerini feda edebilecek düzeyde olduklarından asla şüphemiz yoktu. Aslında bu günde aynı duyguları hissediyorlar ama nedense ideolojiler güdülerek sevgi hislerini içlerine hapsediyorlar. Ben şahsen dostlarımın göğsüne basarak, onları inciterek bir yerlere gelmektense bir ömür boyu aynı yerde, onlara zarar vermemek için mutsuz dahi kalarak yalnızlığı tercih ederim. Ben Erzurumluları ve özellikle Hınıslıları mutlu gördükten sonra mutsuz olmaya razıyım. Sevdiğim halkın mutlu olduğunu düşünmek bile beni mutlu ediyor. Çünkü biz böyle temenniler ile büyüdük. Çünkü biz kendimizi sevdiklerimiz için feda edecek onurda gördük. Çünkü biz Hınıs’a âşık bir yerde durduk hep. Herkes böyle düşünmelidir. Böylece Hınıs kazansın. Böylece Hınıslı kazansın. Erzurum kazansın. Velhasıl insanlık kazansın. Var mı bundan daha ötesi. Ne dersiniz? Yeniden çocuk olmak ister misiniz? Saygılarımla İbrahim KIRDAĞ

Çiğli Güncel  

EDITOR
Profili

Lütfen yorum yapınız. Mail adresiniz görünmeyecektir. * alanlar gereklidir.


Henüz yorum yazılmamış.

PİYASA VERİLERİ

    Alış
    32.1940
    Satış
    32.2520
    Alış
    34.9265
    Satış
    34.9894
    Alış
    40.6714
    Satış
    40.8834

HAVA DURUMU

IZMIR HAVA DURUMU