BİZİM MİSTER VE BARIŞBundan aylar öncesiydi. Çözüm süreci daha yeni başlamıştı. Ajanslar üst üste barış mesajları yazıyor, memleket bir bahar havasını yaşıyordu. Türkiye’nin 100 yıllık sorunu bitiyordu. Akan kanlar duracak, analar artık ağlamayacaktı. Kimse oğlunu askere kınalı koç mahiyetinde yollamayacak ve kardeşlik, barış, uhuvvet had safhaya çıkacaktı.O gün çiftliğe yolum düşmüştü. Bu coşku ve sevinç ile hemencecik yola koyulmuştum. Vardığım an tüm herkesin benimle aynı coşkuyu yaşadığını hissetmiştim.Nasıl hissetmesinler ki!İnsan olmanın ötesi var mı?Biraz sohbetten sonra Mister aklıma gelmişti. Koşarak hemencecik yanına gittim. Kapıyı açtığımda görünüvermişti. Başköşede ayakta durmakta ve yine yemek ile meşgul olmaktaydı. Önüne konan otları, samanları, yonca ve yemleri yemenin gayretinde idi. Karnı tıka basa doluydu.- Merhaba mister! Dedim. Hiç istifini bozmadan dönüp bana baktı. Sonra tekrar öne doğru yöneldi. Heyecan dolu bir eda seslendim;- Müjde! Barış geldi. Artık fikirlerden dolayı ölümler görmeyeceğiz! Bana bir kez daha baktı ama sessiz kalmaya devam etti. Ben ona barışın değerlerinden bahsettikçe o sanki konuşmamak için inat ediyordu. Ben umutsuzca misterin ofisinden çıkarken;- Hey! Dedi. Dönüp baktım. Sırıtarak;- Bana süreçten değil, sonuçtan haber ver?- Tamam. Dedim.İnanmamıştı. İşte bende taşıdığım o barış umudu ile oradan ayrıldım. Tam sona yaklaştık derken son on gün içindeki gelişmeler beni hayal kırıklığına uğrattı. Ardı ardına ölümler, ağlayan analar, hala politik rant peşinde koşan siyasetçiler. Kan ve gözyaşı haberleri gelmeye başladı. Adeta ateş hattına girmiştik. Perişan bir halde o an Misteri düşündüm. Dün yine yolum çiftliğe düştü. Üzgün ve mahzun bir biçimde yine misteri ziyaret etmek istedim. Kapıyı açtığımı görünce hemen bana yöneldi ve- Gel bakalım, olmadı değil mi?- Evet. Olmadı dedim. - “Biliyorum” dedi. “Dert etme. Dünya böyle gelmiş böyle gider. Siz Müslümanlar savaş, kan, korku ve menfaat olmadan yaşayamazsınız. Her ne kadar semer bizim sırtımızda olsa da asıl yük sizin sırtınızda duruyor. Bize boşuna eşek demeyin artık” dedi.Mister haklıydı. Aklı kullanamadıktan sonra gezdirmenin bir anlamı yok ki! Mister bir eşek olmasına rağmen bunları anlayabiliyorsa biz niye anlamıyoruz ki!Biz Müslüman’ız, umutlarımız var. Hayallerimiz var, kardeşlik söylemlerimiz var. Bunları söylemde bırakacaksak ne anlamı var ki din kardeşliğimizin. Allahın söylediği yolda yürümeyeceksek, milliyetçilik din kardeşliğimizden önce geliyorsa ne anlamı var ki Müslüman olmamızın. Velhasıl Mister gibi bir eşeğe bile mahcup düştüm. Ama umudumu yitirmedim. Çünkü göğsündeki kal’amında ram ile iman taşıyan her inanan için umut asla yitirilmez. Yeter ki samimi olun. İlla ki barış olacak!Ne dersiniz sizce barış için hala umut yok mu?İbrahim KIRDAĞ – Çiğli Güncel…